Rahman ve Rahim olan ALLAH ın adıyla
ALLAHIM sen gör demeden göremeyiz sen duy demeden duyamayız sen konuş demeden konuşamayız sen hareket ettirmezsen hareket edemeyiz sen hidayet etmezsen hidayete kavuşamayız kendimizde var sayılan bütün fiiler senindir ve senin tezahüründür
Bize verdiğin cüzi irade ancak seni bulmak içindir en azından o yolda olmak içindir.ALLAHım bu yolda yolumuzu aydınlat ufkumuzu aç bu yolda olmayı ve ayrılmamayı bize nasip et bu yolda seni bulmak için yanlış yaparsak bizi affet.
Geçenlerde bir kitap okudum YUNUS EMRE nin şiirini üç zat ayrı ayrı şerh etmişlerdi(Çıktım erik dalına anda yedim üzümü) neden tek değilde üç ayrı şerh yanlışmı acaba...Hepsi kendi kabiliyetince ve kendi gördükleri özle ayrı ayrı şerh etmişler.Acaba Yunus Emre nin düşüncesi hangisinde açığa çıkmıştı?...(bence hepsinden farklıydı onu Yunus bilir)
Tasavvufu genel cerrahi hukuk gibi ilim dallarına benzetiyorum,nasıl genel cerrahi eğitimi alacak kişiye ilim dalının temel prensibleri öğretilir ve bunun sonucunda tek başına bir kliniği yönetebilir diye uzmanlık diploması verilir ve herhangi cerrahi vakası ile karşılaştığında ona nasıl yaklaşacağını öğrenirsin.O vakayı hiç görmesen bile temel prensibler ışığında ameliyatı yaparsın o vakayla ilgili literatürlere bakarsın onlardan fikir edinilir ya onlar gibi yapmaya çalışırsın veyahut daha değişik şekilde yaklaşıp literatüre geçersin ameliyat senin adınla anılır.sonuçta ameliyatı sen yaparsın
Tasavvufta öğreti bana göre hakkı kendinde bilmen ve görmendir buna göre sana temel prensibler anlatılır bu temel prensibler sonucunda sen hakkı kendinde seyredersin,önemli olan senin kendinde ne gördüğündür ,başkasının kendinde ne gördüğü değildir.İBNİ ARABİ hz.leri MEVLANA hz.leri gibi birçok evliyaullah kendi tezahürlerini seyretmişler ve kaleme almişlardır bu onların kendi tezahürleri ve kendi bakış açılarıdır.Hepsinden Allah razı olsun.Onların söylemleri sana yolda ışık olur ama senin onlar gibi görmen bence mümkün değil sen kendince Allahı istidadın ölçüsünde anlayacak ve bileceksin.Sen onların yaptığının aynısını yapsan bile aynı şeyi görmen mümkün değil çünkü göz ayrı kabiliyet ayrı.
Hani ,Musa (AS)bir adamla karşılaşırda adam Allahı anmaktadır, kendi kafasında Allahı bir insan suretine büründürüp''Allahım gelsende saçlarını tarasam bitlerini ayıklasam'' diye niyaz ederke Musa(AS) ona yanlış konuştuğunu Allahın o söylediklerinden münezzeh olduğunu söylediğinde Allah'tan tepki aldığını ve Allahın adamın yaptığından memnun olduğunu biliriz. Herkes Musa olamaz kendi kabiliyetince Allahı bilir ve bildiği herşey Allah tır.
Eskiden ameliyatlar çok zormuş ,uyutmak mesele, ağrıyı kesmek mesele, o yüzden en basit ameliyatlarda bile çok insan telef olmuş (ne kadar çok uğraşılsa bile)şimdi ise çok zor ameliyatlar çok kolay şekilde yapılıyor ve insanlar şifaya kavuşuyor.Tasavvufunda bundan farklı olduğunu düşünmüyorum Allahı bulmak için dağlara çıkmaya ,yüzbinlerce kelimeyi tevhid getirmeye, haftalarca halvette kalmaya ,sabahlara kadar namaz kılmaya gerek olmadığını düşünüyorum tasavvufunda zaman içinde belli yol katettiğini sadece bunu tefekkür etmenin bile insanın kendi içinde halvette tutacağını vücüttaki her hücrenin lisanı hali ile allahı zikretiğini düşünmek yüzbinlerce kelimeyi tevhidden daha faydalı olduğunu düşünüyorum.
İnsanı haşa ve kella Allaha benzetirsek hücreleride insana benzetirsek her hücre bulunduğu sistemde görevini yapar farkında olsun olmasın insana hizmet eder.mikroskop altında hangi sistemin hücresine bakarsak bakalım ona insan hücresi deriz,herhangi bir hücre örneğin karaciğer hücresi ben hizmetimi böyle yapıyorum beyin hücreside benim gibi yapsın diyemez lisanı hali ile ben böyle yapacağın oda öyle yapacak çünkü onun görevi o benim görevimde bu.Sen eğer beyin hücresinde karaciğer hücresi gibi hareket etmesini istersen bu kanser hücresi olur kendinide kötü eder etrafınıda.Herhücre kendi kabiliyetince hareket etmeli haddini bilmeli.
Umarım ne demek istediğim anlaşılmıştır.
Bize verdiğin cüzi irade ancak seni bulmak içindir en azından o yolda olmak içindir.ALLAHım bu yolda yolumuzu aydınlat ufkumuzu aç bu yolda olmayı ve ayrılmamayı bize nasip et bu yolda seni bulmak için yanlış yaparsak bizi affet.
Geçenlerde bir kitap okudum YUNUS EMRE nin şiirini üç zat ayrı ayrı şerh etmişlerdi(Çıktım erik dalına anda yedim üzümü) neden tek değilde üç ayrı şerh yanlışmı acaba...Hepsi kendi kabiliyetince ve kendi gördükleri özle ayrı ayrı şerh etmişler.Acaba Yunus Emre nin düşüncesi hangisinde açığa çıkmıştı?...(bence hepsinden farklıydı onu Yunus bilir)
Tasavvufu genel cerrahi hukuk gibi ilim dallarına benzetiyorum,nasıl genel cerrahi eğitimi alacak kişiye ilim dalının temel prensibleri öğretilir ve bunun sonucunda tek başına bir kliniği yönetebilir diye uzmanlık diploması verilir ve herhangi cerrahi vakası ile karşılaştığında ona nasıl yaklaşacağını öğrenirsin.O vakayı hiç görmesen bile temel prensibler ışığında ameliyatı yaparsın o vakayla ilgili literatürlere bakarsın onlardan fikir edinilir ya onlar gibi yapmaya çalışırsın veyahut daha değişik şekilde yaklaşıp literatüre geçersin ameliyat senin adınla anılır.sonuçta ameliyatı sen yaparsın
Tasavvufta öğreti bana göre hakkı kendinde bilmen ve görmendir buna göre sana temel prensibler anlatılır bu temel prensibler sonucunda sen hakkı kendinde seyredersin,önemli olan senin kendinde ne gördüğündür ,başkasının kendinde ne gördüğü değildir.İBNİ ARABİ hz.leri MEVLANA hz.leri gibi birçok evliyaullah kendi tezahürlerini seyretmişler ve kaleme almişlardır bu onların kendi tezahürleri ve kendi bakış açılarıdır.Hepsinden Allah razı olsun.Onların söylemleri sana yolda ışık olur ama senin onlar gibi görmen bence mümkün değil sen kendince Allahı istidadın ölçüsünde anlayacak ve bileceksin.Sen onların yaptığının aynısını yapsan bile aynı şeyi görmen mümkün değil çünkü göz ayrı kabiliyet ayrı.
Hani ,Musa (AS)bir adamla karşılaşırda adam Allahı anmaktadır, kendi kafasında Allahı bir insan suretine büründürüp''Allahım gelsende saçlarını tarasam bitlerini ayıklasam'' diye niyaz ederke Musa(AS) ona yanlış konuştuğunu Allahın o söylediklerinden münezzeh olduğunu söylediğinde Allah'tan tepki aldığını ve Allahın adamın yaptığından memnun olduğunu biliriz. Herkes Musa olamaz kendi kabiliyetince Allahı bilir ve bildiği herşey Allah tır.
Eskiden ameliyatlar çok zormuş ,uyutmak mesele, ağrıyı kesmek mesele, o yüzden en basit ameliyatlarda bile çok insan telef olmuş (ne kadar çok uğraşılsa bile)şimdi ise çok zor ameliyatlar çok kolay şekilde yapılıyor ve insanlar şifaya kavuşuyor.Tasavvufunda bundan farklı olduğunu düşünmüyorum Allahı bulmak için dağlara çıkmaya ,yüzbinlerce kelimeyi tevhid getirmeye, haftalarca halvette kalmaya ,sabahlara kadar namaz kılmaya gerek olmadığını düşünüyorum tasavvufunda zaman içinde belli yol katettiğini sadece bunu tefekkür etmenin bile insanın kendi içinde halvette tutacağını vücüttaki her hücrenin lisanı hali ile allahı zikretiğini düşünmek yüzbinlerce kelimeyi tevhidden daha faydalı olduğunu düşünüyorum.
İnsanı haşa ve kella Allaha benzetirsek hücreleride insana benzetirsek her hücre bulunduğu sistemde görevini yapar farkında olsun olmasın insana hizmet eder.mikroskop altında hangi sistemin hücresine bakarsak bakalım ona insan hücresi deriz,herhangi bir hücre örneğin karaciğer hücresi ben hizmetimi böyle yapıyorum beyin hücreside benim gibi yapsın diyemez lisanı hali ile ben böyle yapacağın oda öyle yapacak çünkü onun görevi o benim görevimde bu.Sen eğer beyin hücresinde karaciğer hücresi gibi hareket etmesini istersen bu kanser hücresi olur kendinide kötü eder etrafınıda.Herhücre kendi kabiliyetince hareket etmeli haddini bilmeli.
Umarım ne demek istediğim anlaşılmıştır.
3 TEFEKKÜR VE SORULAR:
SELAM VE HOŞGELDİNİZ
konu ana teması=BİZ=O
(((((korkunun neden ecele faydası yok pekii?)))))
Ben son 2 gundur baştan sona herseyiyle 4-5 sene oncesine gittim Cerrah ve Necat zaman...hersey fevkaladenin de fevkindeydi.Allah razı olsun.
Önce Allah'ın,Efendimiz'in(s.a.v),ehl-i beytin,sahabelerin,Gavsul Azam'ın,ismini zikredemediklerimin,Ali Efendi'nin,Latif Amca'nın,Dumlu Efendi'nin,Tuğrul Efendi'nin,Muhsin Baba'nın ve Babam'ızın sayesinde...İyiki tanıştırmışlar,iyiki sicaklık vermisler....İnşallah herkes için iyi olacak herşey...Bunca emek ve sancıdan sonra...Hastalara şifa ,dertlilere deva,borclulara eda,korkanlara ferahlik ve kolaylık,ve doğru yolda olmak duasiyla diyorum...Amin..Tevhid mertebelerinden sonra olanlardan ve bu yazıdan sonra benim içimden sadece bunlar geldi...Değer bilelim inşallah vaktiyle.
Eyvallah İllallah Huuu..(bize de ögretirsiniz inşallah )
Bahar' a ayrıca teşekkur...Vesilesiyle herşey çok hızlı oldu :)
İBNİ ARABİ hz.leri MEVLANA hz.leri gibi birçok evliyaullah kendi tezahürlerini seyretmişler ve kaleme almişlardır bu onların kendi tezahürleri ve kendi bakış açılarıdır.
maksat dedikodu ve muhabbet:)
peki adem as,musa as,isa as
içinde geçerlimidir bu yazdıklarınız cerrah bey.